- Home
- Conferences
- Conference Proceedings
- Conferences
19th International Petroleum and Natural Gas Congress and Exhibition of Turkey
- Conference date: 15 May 2013 - 17 May 2013
- Location: Ankara, Turkey
- Published: 15 May 2013
141 - 144 of 144 results
-
-
Diyarbakır civarı jeotermal Doğru Akım Özdirenç çalışması
Authors A. Üçer, D. Batum, S. Öztürk and A.R. KılıçDiyarbakır civarında jeotermal enerji olanaklarını araştırmak, geliştirmek ve bu amaca yönelik olarak yeni sondaj lokasyonlarını belirlemek amacıyla elektrik yöntemlerden doğru akım özdirenç yöntemi uygulanmıştır. Ölçüler Schlumberger elektrot düzeneğ ile veya diğer bir değişle düşey elektrik sondaj (DES) düzeneği ile ölçülmüştür. Arazide toplam 27 noktada Schlumberger elektrot düzeneği ile ölçümler yapılmıştır. Açılım aralığı AB/2=500-2000 m dır. Çalışmalar sonucunda elde edilen veriler sahanın jeolojisi ile birlikte değerlendirmeye alınarak, Diyarbakır civarı jeotermal enerji olanakları açısından yorumlanmaya çalışılmıştır. Diyarbakır saha uygulamaları sonucunda yapılan değerlendirmeler sonucunda, sahada düşük özdirençli anomaliler gözlenmiştir. Sahada jipsli birimlerin yaygın olması ve buna bağlı olarak düşük özdirenç değerlerin ölçülmüştür. Bu düşük özdirenç değerlerin jeotermal aktivite ve/veya formasyon içindeki jipsli serilerle ilişkilendirilmiştir. Sahada 28–30 derecelik kaynakların bulunması ve düşük özdirençli bir anomalinin bulunması nedeni ile sondaj yapılmasına karar verilmiş ve bunun sonucunda yapılan sondajda 13 l/s debili ve 32 0C sıcaklıkta mineralize su bulunmuştur.
-
-
-
Jeotermal Alanların Araştırılmasında Manyetotellürik ve Doğru Akım Özdirenç Verilerinin İki-Boyutlu Ters Çözümü ve Birlikte Yorumu: Bir Arazi Örneği
Authors M.E. Candansayar and E. ErdoğanÖzdirenç yöntemi mühendislik jeofiziğinde ve arama jeofiziğinde kullanılan en eski yöntemlerdendir. Yöntem, kırık çatlak yapıların aranması, yeraltı suyu aramları, arkeolojik yapı aramaları, maden aramaları ve jeotermal alanların araştırılmasında uzun yıllardır kullanılmaktadır. MT yöntemi ise 1950’ li yıllardan itibaren tektonik yapıların aranmasında, derin yapıların araştırılmasında, kabuk ve manto arasındaki ilişkinin incelenmesinde kullanılmaktadır. Özellikle son yıllarda yöntem karada ve denizde petrol ve jeotermal alanların araştırılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de yapılan jeotermal araştırmaların büyük bir bölümü DAÖ yöntemi kullanılarak yapılmaktadır. Son yıllarda Jeotermal sistemlerin araştırılmasında MT yöntemi de yaygın oalrak kullanılmaya başlanmıştır.
-
-
-
Çok İşletmecili Jeotermal Sahalar İçin Üretim Performansları
Authors Ö.İ. Türeyen, H. Sarak and A. SatmanGeçtiğimiz birkaç yıl içinde, Türkiye’nin jeotermal kaynaklarının geliştirilmesinde özel sektörün girişini de sağlamak amacıyla, MTA Genel Müdürlüğü tarafından 85’e yakın sayıda jeotermal sahaların lisansları ihale edilmiştir. Sahaların doğal olarak farklı jeotermal kaynak özellikleri vardır. İhale edilen sahaların bir kısmı göreli olarak arama çalışmaları tamamlanmış sahalar olup, elektrik üretimi amaçlı kullanılırken, önemli bir bölümü ise kaynak hakkında kısıtlı bilginin olduğu, henüz yeteri kadar aranmamış ve kaynak olarak yeterince tanımlanmamış sahalardır. Gerek yeteri kadar tanımlanmamış ve gerekse de halen üretim yapılan ve fakat çevresinde komşu sayılan alanların ihale edildiği bu tür kaynakların uygun ve sürdürülebilir gelişmesinde en ciddi risklerden birisi, aynı jeotermal alanda birden çok işletmecinin bulunmasıdır. Bir kaynak alanında birden fazla lisans sahibi işletmecinin devreye girme riski oluşmaktadır. Bu durum, aynı kaynağı kullanan komşu işletmeciler arasında girişim etkisi riskine neden olur. Yeraltındaki kaynak, doğası itibariyle, bölünemez. dolayısıyla rezervuarın bir bölümüne sahip olan ve üretim yapan bir işletmeci, sahanın diğer bölümlerine sahip olan diğer işletmecileri ve kaynağı etkiler. Türkiye’deki mevcut yasa ve yönetmeliklerde bu konularda ve olası sorunların çözülmesinde belirsizlikler vardır. Dünya’da çok işletmecili sahalar için uygulanan bir yaklaşım birimleştirme (unitization) olarak tanımlanmaktadır. çok işletmecili saha olmasına rağmen, sahanın bir tek ortak birim olarak işletilmesi gerçekleştirilmektedir. Bu bildiride, jeotermal kaynak geliştirmede birimleştirmenin önemi vurgulanmaktadır. Aynı rezervuarı kullanan birden fazla işletmeci durumunda, rezervuarın basınç ve sıcaklık davranışında girişim etkileri modelleme çalışması sonuçlarıyla sunulmaktadır. Burada sunulan sonuçların, yakın gelecekte çok işletmecili jeotermal sahalarda beklenen sorunları açıklamakta yardımcı olacağı tahmin edilmektedir. Jeotermal kaynakların işletilmesinde birimleştirme gereksinimi, Türkiye’de gittikçe büyüyen, sahaların işletilme aşamasına gelindiğinde, bir sorun olma potansiyeline sahiptir ve teknik ve yasal yönleriyle çok ciddi çalışılması gereken bir konudur.
-
-
-
Karbondioksit İçeren Jeotermal Rezervuarların Yeni Bir Boyutsuz Parametre (Tank) Modeli ile Modellenmesi
Authors F.B. Hoşgör, Ö.İ. Türeyen and A. SatmanTürkiye’deki jeotermal sahaların en belirgin özellikleri rezervuarların başlangıçta sıvının etken olduğu türde olması ve rezervuar akışkanı olan sıcak suyun çözünmüş olarak karbondioksit içermesidir. Çözünmüş karbondioksit oranı az olsa dahi, söz konusu özellik rezervuar basınç davranışını önemli ölçüde etkilemektedir. Karbondioksit, rezervuar akışkanının gazlaşma (iki faza geçme) noktası basıncını arttırır. Üretimle basınç düşerken daha yüksek basınçta gazlaşma oluştuğundan ve iki fazlı akışkanın yüksek sıkıştırılabilirlik özelliğinden dolayı, rezervuar basıncı korunmuş olur. Bu nedenle, bu tür rezervuarlar modellenirken, karbondioksit etkisinin dikkate alınması gerekmektedir. Bu çalışmada, karbondioksit etkisini içeren yeni bir boyutsuz parametre (tank) modeli tanıtılmaktadır. Model geliştirilirken su ve karbondioksit için kütle dengesi ve tüm sistemi içeren enerji dengesi denklemleri kullanılmıştır. Bu şekilde, ortalama rezervuar basıncı ve sıcaklığı ile beraber karbondioksit miktarı da takip edilebilmektedir. Karbondioksitin rezervuar davranışı üzerinde etkisini göstermek amacıyla yapay saha verileri kullanılarak oluşturulan bir örnek verilmiştir. Sunulan model, karbondioksit içeren sıcak su sistemlerinin davranışını daha iyi anlamak ve geleceğe yönelik üretim performanslarının tahmin etmek amacıyla kullanılabilir.
-